Öğrencilerin bazı yazılı sorularına verdikleri cevapları sizle paylaşmak istedim. Ben kağıtlarını okurken çok güldüm, bazılarını da yaratıcılıklarından dolayı takdir ettim.
Soru: Paris kimdir, kısaca bahsediniz.
Beklenen cevap: İlyada destanında geçen bir Yunan tanrısıdır. Menelos'un karısına aşık olur, onun için mücadeleler verir vs.
Öğrencinin cevabı: Fransız bir edebiyatçıdır. Fransa'da çok büyük bir ünü olduğundan başkente de onun adı verilmiştir.
Bir diğeri: Şiirleri ve romanları ile ünlü olan edebiyat yazarıdır.
Soru: Homeros kimdir, kısaca bahsediniz.
Beklenen cevap: İlyada ve Odessa destanlarının derleyicisi Yunan şairdir.
Öğrencinin cevabı: Homeros edebiyatla ilgilenen bir bilim adamıdır.
Bir diğer öğrencinin cevabı: Yunan tanrısıdır. Aşk tanrısı olarak bilinir.
Bir diğer öğrenci: Bir Yunan hükümdarıdır.
Bir diğeri: İlyada destanındaki Paris'in babası, Yunanlı bir hükümdardır.
Bunu nerden uydurduğunu bir türlü anlayamadığım bir diğer öğrenci: Hocam Homeros bir firavundur. Bu kişi Allah'a inanmazdı. Genç yaşta öldü.
Soru: "Şiir dili" konusundan yola çıkarak niçin herkesin şair olamayacağını yorumlayınız.
Beklenen cevap: Şairler sıradan cümle ve kelimelere farklı anlamlar yükleyebilen, nesneleri ve olayları farklı gözle gören ve algılayan insanlardır. Şiir dilinde imgeler, sanatlı söyleyişler, mecazlar, yan anlamlar, soyut ifadeler vs. yer alır. Kelimeleri temel anlamlarıyla kullanıp yan yana getiren insanlar şair olamazlar; çünkü şiir az sözle çok şeyi anlatabilme sanatıdır. Dolayısıyla şair; yeri geldiğinde, bir kelimeye on anlam katabilen insandır. Düz yazı yazmakla şiir yazmak farklıdır. Bu gibi sebeplerle herkes şair olamaz... (Bunları derste üstüne basa basa anlatmıştım.) Şimdi gelen cevaplara bakalım:
Öğrencinin cevabı: Hocam herkes şair olamaz çünkü herkes şair olsaydı herkes şair olup çıkardı.
Bir diğeri: Herkes şair olamaz çünkü şair olmak için şiir yazmak gerekir.
(Bu çocuk benle dalga geçmiş olabilir mi size?)
Ben kısaca güler misin ağlar mısın modundayım, siz ne düşünürsünüz bilemem...