By_GarzaN Admin
Mesaj Sayısı : 303 Yaş : 30 Nerden : Bilgisayardan:) İş/Hobiler : Herşey Lakap : By_GarzaN Kayıt tarihi : 03/02/08
Kişisel Bilgiler Level: (1000000000000/1000000000000) Kendinizi Belirten Bir Yazı: Aydınlık Gençlik Grubu Tuttugun Takım: Galatasaray
| Konu: Çelik: Milli Eğitim özelleşmedi, özelleşmeyecek Paz Şub. 10, 2008 10:12 am | |
| Çelik: Milli Eğitim özelleşmedi, özelleşmeyecek Tarih: 27.01.2008 | Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ahmet İnsel'in 'Milli eğitim özelleşiyor' tezini savunmasına atıf yaparak "2008 bütçesinde de en fazla pay eğitime ayrılmıştır. Bundan sonra da böyle olacaktır. Türkiye'de eğitim özelleşmiyor, özelleşmeyecek" dedi |
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği'nin (TÖDER) Bahçeşehir Üniversitesi'nde gerçekleştirdiği "Küreselleşme ve Eğitim" başlıklı panele, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de katıldı. Bakan Çelik, panelin ilk oturumunda siyaset bilimci Ahmet İnsel'in "Milli eğitim özelleşiyor" tezini savunmasına atıf yaparak "2008 bütçesinde de en fazla pay eğitime ayrılmıştır. Bundan sonra da böyle olacaktır. Türkiye'de eğitim özelleşmiyor, özelleşmeyecektir." şeklinde konuştu.
Avrupa'da yatılı okulların zengin çocuklarına hizmet ettiğini vurgulayan Çelik, Türkiye'de tam tersine olduğunu savundu. "Türkiye'deki özel eğitim kurumlarının oranı yüzde 1,2'dir." diyen Mili Eğitim Bakanı, bu oranın Arnavutluk'ta dahi yüzde 5 civarında olduğunu vurguladı. Turgut Özal zamanında piyasa ekonomisine geçen Türkiye'de bu durumun milli eğitime yansımadığını savunan bakan, Ak Parti hükümeti olarak birçok yeniliğin öncüsü olduklarının altını çizdi. Günde 1,2 milyon öğrenciye sıcak yemek verdiklerini aktardı ve 2003 senesinde günlük 1,5 YTL tutarındaki iaşe bedelinin şimdi 5,5 YTL'ye çekildiğini söyledi. "Öğrencilerimiz şimdi 4 çeşit yemek yiyorlar." şeklinde konuşan Hüseyin Çelik, her sene ücretsiz 160 milyon ders kitabı verdiklerini hatırlattı.
Okullaşma konusunda hassasiyet taşıdıklarının üzerinde duran Milli Eğitim Bakanı, "Bugün 600 civarında yatılı okul varken, 114 tanesi bizim zamanımızda açıldı. 400 tane ortaöğretim yurdu yapıldı ki, bu bir rekordur. Edirne'den Kars'a kadar bugün Türkiye'de 5 yıldızlı otel gibi yurtlar var." cümlesine, 5 yılda 115 bin derslik yaptıklarını ekledi. İş dünyasını da eğitime dahil ettiklerini aktardı ve yılda 2,5 katrilyon destek alındığını anlattı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ilk bakışta şaşkınlık meydana getiren "Özel okulların açılması bizim için nimettir." sözüne de şöyle açıklık getirdi: "Böyle söylediğimde sosyalistler hemen karşı çıkıp eleştiriyor. Bir düşünün, bir ülkede özel okul sayısı yüzde 20 olsa, bu da 3 milyon öğrenci eder. Bu öğrenciler kendi eğitim imkanlarını kendileri karşıladıkları için, 15 milyon kişi yerine 12 milyon öğrenciye para harcarız. Bu da ülkenin yararınadır."
Panelin konusu olan küreselleşmeye de değinen Hüseyin Çelik, "Milli eğitimle, küresel eğitim zıt değildir. Türkiye bir yol ayrımındadır. Ulusalcılık ve içine kapanıklılık mı; ulusal zenginlik ve açılım mı? Şüphesiz ki ikincisi..." cümlesini kullandı. Dünyada önce kas döneminin olduğunu, sonra da kasa döneminin çıkageldiğini vurgulayan Hüseyin Çelik, "Biz şimdi 'kafa dönemi'ni yaşıyoruz. Bakanlık olarak da bunu destekliyoruz." sözleriyle, bakanlık olarak küreselleşmeyi okuma çabaları olduğunu şu sözlerle ortaya koydu: "2003'te yurtdışına gönderilen öğrenci sayısı yılda 30 civarındaydı. Başbakanla bu sayının artırılması görüşünde birleştik ve her yıl 1000 kişiyi burslu olarak yurtdışına gönderiyoruz. Bunlar beyin göçü değildir, eğitimde küreselleşmeden bahsediyoruz." Küreselleşmeyle birlikte kamu harcamalarında AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) yatırımlarını artırdıklarını anlatan Çelik, "2002 yılında kamuda AR-GE'ye ayrılan miktar 100 milyon dolarken, bugün 1,5 katrilyona çıktı. 2007'de AR-GE'ye en fazla kaynak aktaran 2. ülke olduk." dedi.
Kürselleşmeden bahsedildiği bir dönemde bazı insanların geçmişe takıldığından şikayet eden Hüseyin Çelik, köy enstitülerini örnek gösterdi. "Köy Enstitüleri'nden bahsedenler, onu bilmeden destekliyor. Mezar taşı gibi ağlama abidesine dönüştürdüler." diyen Çelik, bunu yapanların iki şeyi bilmediğini dile getirdi. "Öncelikle, Köy Enstitüsü'nde eğitim alabilmek için köy çocuğu olmanız gerekiyordu. İkincisi de 20 yıl köylerde öğretmenlik yaptıktan sonra bir ilçeye atanabiliyordunuz." | |
|